- Arkadaslar! Bana, istisnasiz bütün insanlarin, basina gelecegi garanti bir sey söyler misiniz ?
Herkez ayri birsey söyler. fakat zaman ilerledikce cevap neredeyse otomatik hale gelir: "Ölüm."
- Gercekten de ölüm bütün insanlarin basina gelecegi kacinilmaz olan tek seydir cocuklar. Peki, madem ölecegimiz garanti, bu benim ölümcül bir hastaligim oldugunu göstermez mi ?
Hepsi baslariyla onaylar.
- Peki, ne zaman ölecegimizi biliyor muyuz?
- Hayir.
- Su an olma ihtimali var mi ?
- Var.
- Yarin ?
- Evet.
- 30 yil sonra?
- Olabilir.
- Mesela; bu aksam eve sag salim varacagimizi biliyor muyuz ?
Sinif sessizce dinlemeye devam eder. Cünkü genellikle hayata bu sekilde hic bakmamislardir. Bunu hatirlatan nadir kimseler vardir.
- Peki, eve döndügünüzde, bu sabah evden cikarken sag salim biraktiklarinizi sag bulma garantiniz nedir ?
- yoktur hocam.
- Peki, simdi telefon calip, evdekilerden birinin öldügünü söylenmeyecegini, biliyor muyuz ?
Siniftakiler burada rahatsiz olmaya baslarlar:
- Hocam konuyu degistirsek?
- Ama en acik ve gercek, muhakkak olacak bir sey üzerine konusuyoruz.
Derin sessizlik.
- Peki, evde aksam birlikte oldugunuz kisilerden birinin bugün ölecegini bilseydiniz, o zamani ayni dün gece oldugu bicimde mi gecirirdiniz?..
- Hayir. Kesinlikle cok farkli gecerdi hocam!
- Simdi sizden rica ediyorum, lütfen bir an arkaniza yaslanin, gözlerinizi kapatin ve bu sabah evde biraktiklarinizdan birinin gercekten ölecegini düsünün. dün aksaminizi nasil gecirirdiniz ? Onunla ayni konulari mi konusurdunuz ? yoksa konustuklariniz önemsiz hale mi gelirdi ? Bu sabah evden cikarken ona ne derdiniz ? Onun boynuna sarilmakta tereddüt eder miydiniz ? COK SIKI SARILMAYI´MI, yoksa aynaya mi vakit ayirirdiniz ? Ona yüreginizin ta derinliklerinden gelen bir; "Seni gercekten cok seviyorum!" demeye ne gerek var diye düsünür müydünüz?
- Peki, öyle ise, bu durumlara, yani ölüme hazir miyiz ?...