Köyde Zaman nasıl geçer
Köyde zaman:
Köyün her mevsiminin kendisine göre ayrı bir güzelliği vardır. Daha doğrusu kışı kış gibi yazı yaz gibi baharı bahar gibi yaşanır. Kış geldi mi bizi bir telaş alırdı. En güzel kızakları yapma veya yaptırma telaşı. Tabii kızaklarımızı yapma işini daha çok dedeler yapardı. Kızaklar hazır olduktan sonra her okul bitimi kaymaya uygun bölgelerde kızak kayma için çığırlar açıp kızak kayardık. Kaymakla kalsa yine iyi birde açılan bu çığırların üzerine atlama rampaları yapardık ve yarışırdık. Kızağıyla kim daha uzağa atlayacak diye. Kızağı olmayanlar ise gübre torbası dediğimiz naylon torbaların içerisine saman doldurup onların üzerine oturup kayarlardı.
Köyde aylarda farklı özelliklere sahiptir. Nisan ayı geldi mi dağlara çiğdem kazmaya giderdik arkadaşlarla. Bu çiğdemleri deste yapardık, kazdığımız çiğdemleri dikenlere takarak elimizde gezdirirdik. Bunları evde uygun mekanlara asarak kurumaları beklerdik. Nisan ayının bir diğer özelliği ise çok yağmur yağması idi. Dağ köyü olduğumuz için bu aylarda yağmur almaya başlar bölgemiz. Köyümüzün tam ortasından bir çay geçmektedir. Bu çay köyü ikiye bölmekte. Bu aylarda köyün ortasındaki çaydan daima su gitmektedir. Bazen bu sular çoğalmakta sele dönüşmektedir. Bazen şiddetli yağmurun yağdığı zamanlarda sele kapılıp giden hayvanlar olmuştur. Yağan yağmurların ardından bazen güneş açmaktadır. Tabi bazı arkadaşlar ve bazı köylüler için bu demek ki iş zamanı ne yapmaya gidecekler diyorsanız. Salyangoz toplamaya. Salyangozlar yağmurdan sonra güneşi görünce ıslandıkları yerden güneşlenmek için çıkarlar. Tabi güm ışığına çıkan salyangozları da köylü toplamakta. Bunları alan toptancılara cüzi paralar karşılığı satmaktadır. Nisan ayının sonuna mayıs ayının başlarına doğru mantar ve kuzu göbeği zamanı olur köyde. Mantarda yağmurdan sonra güneşin çıkmasıyla ıslanan ve yumuşayan toprak tan çıkması kolay olduğu için yağmurdan sonra mantar zamanıdır. Bazı arkadaşlar ayrı giderler biraz sonra bir çanta dolusu mantarla dönerler nasıl bu işi yapıyorlar derseniz evlek dedikleri mantarların geçen senelerden tohum bıraktıkları yerleri gezerlerdi. Tabii bu evleklerini kimselere söylemek istemezler çünkü sonrası içinde lazımdır bu evlekler. Tabii topladığımız mantarlar yabani mantar olduğu için bazen köyde zehirlenme hadiseleri de olurdu. Ama yine bu mantar toplama ve yeme olayı devam edip giderdi